Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, Hz. Zehra’nın (s.a) mübarek şahsiyeti, yalnızca Müslüman alimlerin sözleri ya da dini inançlarla sınırlı kalmamış, Avrupalı doğubilimciler başta olmak üzere birçok müsteşrikin de dikkatini çekmiştir. Bu yüce şahsiyetle ilgili görüşler, çeşitli kitap ve kaynaklarda yer almıştır.
Müsteşrikler genellikle Hz. Zehra (s.a) hakkında iki farklı yaklaşım sergilemiştir. Bir grup, genelde Avrupa kaynaklarına veya İslam dışı referanslara dayanarak O’nun şahsiyetini eleştirmiş ve zayıflatmaya çalışmıştır. Diğer bir grup ise, genellikle İslami ve Şii kaynaklara hakim olan araştırmacılardan oluşmakta olup, Hz. Zehra’yı kahraman bir şahsiyet, tüm insanlık için bir örnek ve ideal bir anne ile eş olarak tanıtmışlardır.
Tarihsel incelemeler göstermektedir ki müsteşrikler, zaman zaman Hz. Zehra (s.a) hakkında bağımsız makaleler veya kitaplar yazmış ya da Hz. Ali (a.s) gibi diğer İslami şahsiyetleri incelerken O’nun özelliklerine de değinmişlerdir.
Her ne kadar müsteşrikler tarafından kaleme alınan eserlerin çoğunun eleştirel bir değerlendirmeye ihtiyaç duyduğu bir gerçek olsa da, bu eserleri yeniden gözden geçirmek, Batılıların bu büyük hanımefendiye bakışını anlamak için faydalı bir ışık tutabilir.
Hz. Fatıma (s.a) ve Leiden Ansiklopedisi
Leiden’de Hollanda’nın Brill Yayınevi tarafından yayımlanan ve 5 ciltten oluşan “Kur’an Ansiklopedisi” (Encyclopedia of the Quran) içerisinde, Hz. Fatıma Zehra’ya (s.a) dair makale, ansiklopedinin baş editörü olan Jane Dammen McAuliffe tarafından kaleme alınmıştır.
McAuliffe, hali hazırda Georgetown Üniversitesi’nde İslami Çalışmalar profesörüdür. 1979 yılında Kanada’nın Toronto Üniversitesi’nde Dinler Çalışmaları alanında yüksek lisansını tamamlamış, 1984 yılında aynı üniversiteden İslami Çalışmalar doktorası almıştır. 1986-1992 yılları arasında Emory, Atlanta ve Georgia Üniversitelerinde Din ve İslam Araştırmaları alanında dersler vermiştir. 1992-2000 yılları arasında ise Toronto Üniversitesi’nde İslami Çalışmalar profesörü olarak görev yapmıştır.
Jane Dammen McAuliffe’nin Kur’an Ansiklopedisi için kaleme aldığı makalede, Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a) şahsiyeti övgüyle ele alınmıştır. Makalede, Hz. Fatıma’ya atfedilen önemli Kur’an ayetleri de incelenmiştir. Yazar, şu ifadeleri kullanmaktadır:
“Müfessirlerin Hz. Fatıma ile ilişkilendirdiği en önemli ayetler Ahzab Suresi’nin 33. ayeti ve Âl-i İmran Suresi’nin 61. ayetidir. İlk ayette Ehl-i Beyt’e işaret edilir. Ehl-i Beyt genellikle Muhammed, Fatıma, eşi Ali bin Ebu Talib ve oğulları Hasan ile Hüseyin olarak tefsir edilmiştir. Bu anlam, diğer yorumlardan daha isabetlidir.”
Makalenin dikkat çeken bir diğer yönü ise Hz. Meryem (s.a) ile Hz. Fatıma (s.a) arasında yapılan kıyaslamadır. McAuliffe, bu ilişkiye dair şu görüşleri aktarmaktadır:
“Şii metinleri, Meryem ile Fatıma arasındaki ilişkiyi ayrıntılı şekilde ele alır ve her iki kadını da büyük acılar yaşamış şahsiyetler olarak tasvir eder. Fatıma, babasının vefatına kadar yas tutmuş ve her iki anne (Meryem ve Fatıma), oğullarına karşı yapılan zulmü ya gözleriyle ya da gönül gözleriyle görmüştür. Bu iki şahsiyetin biyografileri öylesine iç içe geçmiştir ki Fatıma’ya atfedilen unvanlardan biri ‘Meryemü’l-Kübra’ yani ‘Büyük Meryem’dir.”
Bu bağlamda, çağdaş Fransız İslam araştırmacısı Louis Massignon’un, Fatıma ile Meryem arasındaki bu bağı ruhani bir yoruma dönüştürdüğü de belirtilmektedir.
Hz. Fatıma (s.a) ve Britannica Ansiklopedisi
Britannica Ansiklopedisi, İngilizce yazılmış en eski ve en kapsamlı genel bilgi ansiklopedilerinden biri olup yaklaşık 200 yıllık bir geçmişe sahiptir. İlk kez 1798 yılında yayımlanan bu ansiklopediye, her yıl yeni bölümler eklenmiştir. Günümüzde ise toplam 15 baskısı yayımlanmış durumdadır. Bu nedenle Britannica Ansiklopedisi, halen yayımlanmakta olan dünyanın en eski ansiklopedisi olarak kabul edilmektedir.
Britannica Ansiklopedisi‘nde “Fatimiye” başlığı altında Hz. Zehra’nın (s.a) şahsiyeti övgüyle ele alınmıştır. İlgili bölümde şu ifadeler yer almaktadır:
“Müslümanlar Fatıma’yı sevgi dolu, fedakar bir kız evlat, anne ve eş; dürüst bir Müslüman ve Müslüman kadınlar için bir örnek olarak görürler. Fatıma’nın, babası Hz. Muhammed’e son derece yakın olduğuna inanılmakta ve birçok hadis onun diğer kadınlardan farklı bir konuma sahip olduğunu vurgulamaktadır: Babası Hz. Muhammed kızı hakkında şöyle söylemiştir; ‘Fatıma benim bir parçamdır; kim onu incitirse beni incitmiş olur.’
Şiiler için ise Fatıma, özel bir öneme sahiptir. Çünkü o Şiilerin Peygamber’in meşru halife ve ilk imamı olarak kabul ettikleri Ali ile evlenmiştir. Fatıma’nın Şii inancındaki öneminin bir diğer nedeni ise onun oğulları Hasan ve Hüseyin’dir. Şiiler, bu iki şahsiyeti Peygamber’in hakiki mirasçıları olarak görmektedir.”
Ancak bu makale Hz. Fatıma’nın (s.a) Fedek meselesi ve şehadeti konularında Şii bakış açısıyla bazı farklılıklar içermektedir. Bu farklılık ansiklopedi yazarının erken dönem Sünni kaynaklardan etkilenmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Müsteşriklerin Bakış Açısıyla Hz. Zehra (s.a)
Hz. Zehra (s.a) hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan müsteşriklerden biri de ünlü Fransız Kur’an araştırmacısı, İslam bilgini ve filozof Henry Corbin’dir.
Araştırmacı ve tasavvuf uzmanı Seyyid Rıza Feyz’in aktardığına göre, Henry Corbin’in hocası ve meslektaşı olan tanınmış İslam araştırmacısı Louis Massignon, hayatının son yıllarında Corbin’e bir mektup yazmıştır. Bu mektupta, “İslami irfan” üzerine önerilerde bulunmuş ve Corbin’i kendi düşüncesine en yakın kişi olarak görmüştür. Bu bağlamda Massignon, Hz. Fatıma (s.a) hakkında bir eser hazırlamasını önermiştir, çünkü O’nu ilahi bilginin ışığını taşıyabilecek bir şahsiyet olarak değerlendirmiştir.
Henry Corbin, Hz. Zehra (s.a) ile ilgili görüşlerini çeşitli eserlerinde dile getirmiştir. Özellikle “Arz-ı Melekut ve İnsan Bedeni’nin Ahiret Günü” adlı eserinde, Hz. Fatıma’ya dair önemli noktalara yer vermiştir. Ayrıca “İslam Felsefesi Tarihi” adlı kitabında da Hz. Fatıma’dan bahsetmiş ve O’nun İslam düşüncesindeki merkezi rolünü vurgulamıştır.
Henry Corbin, eserlerinde Şii inancını derinlemesine incelemiş ve Allah ile insan arasındaki ilişkinin her dönemde İmamlar (a.s) aracılığıyla aktığını vurgulamıştır. Corbin’e göre bu manevi bağ günümüzde de Şiilerin İmamı olan İmam Mehdi (a.f) aracılığıyla devam etmektedir ve bu ilahi akışın merkezi ise Fatımatü'z-Zehra’dır (s.a).
Corbin, Hz. Fatıma’nın (s.a) varlığını, ilahi bilgiyi ve hikmeti en yüksek düzeyde yansıtan bir tezahür olarak görmüştür. O, “Hz. Fatıma’nın varlık erdemlerini incelediğimizde, O’nun kendisinin ilahi zatın bir yansıması olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde bir değerlendirme yapmıştır.
Corbin’in “Arz-ı Melekut” adlı eserinde, Hz. Fatıma’nın (s.a) varlık özelliklerini açıklarken şu ifadeye yer vermiştir:
“Hz. Fatıma’nın varlık mertebelerini gözden geçirdiğimizde, onun varlığının ilahi özün bir tezahürü olduğunu söyleyebiliriz.”
Müsteşriklerin Hz. Zehra (s.a) ile ilgili eserlerinde elbette tarihi hatalar ve düzeltmeye ihtiyaç duyulan noktalar olabilir. Ancak bu çalışmalar Hz. Fatıma’nın İslam’daki yüksek statüsünü, Şii inancındaki özel yerini ve kadının İslam tarihinde sahip olduğu önemli konumu ortaya koymaktadır. Henry Corbin’in bakış açısı Hz. Fatıma’yı (s.a) sadece tarihsel bir figür olarak değil, ilahi hikmetin tamamlayıcı bir parçası olarak görmesi bakımından ayrı bir önem taşır.
Your Comment